İklim değişikliğine yol açan sera gazları arasında yer alan metan, 20 yıl içinde karbondioksitten 82,5 kat daha fazla ısıyı hapsederek kısa vadeli küresel ısınmayı hızlandırıyor. Kömür madenleri, en az petrol ve gaz tesisleri kadar metan gazına yol açarken, uygun maliyetli çözümler bulunmasına rağmen metan emisyonlarıyla mücadele göz ardı ediliyor.
Londra merkezli enerji düşünce kuruluşu Ember, “Karanlıkta” başlıklı raporunda, hükümetlerin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) sunduğu kömür madenleri kaynaklı metan emisyonlarına ilişkin tahminleri ve emisyonların farklı tekniklerle ölçüldüğü bağımsız üç çalışmadaki tahmini karşılaştırdı.
Buna göre, 64 ülke farklı yıllarda kömür madenleri kaynaklı metan emisyonlarını UNFCCC’ye raporladı.
Hükümetlerin raporladığı ölçümlerde kömür madenleri kaynaklı metan emisyonları yıllık 30,5 milyon ton seviyesinde bulunuyor. Ancak, söz konusu çalışmalarda, kömür madenlerinin yol açtığı metan emisyonlarının yıllık 38 ila 67 milyon ton arasında olduğu hesaplanıyor.
Analizde kullanılan bağımsız çalışmalara göre, birçok kömür üreticisi ülke kömür madenleri kaynaklı metan emisyonlarını raporlamıyor ve raporlanan verilerin yüzde 97’si direkt ölçülen metan emisyonları üzerinden sağlanmıyor.
Aralarında Güney Afrika, Almanya ve Endonezya’nın da bulunduğu 22 ülkenin metan emisyonunun halihazırda raporladığı seviyenin iki katı olabileceği tahmin edilirken, 22 ülke de kömür madenleri kaynaklı metan emisyonlarını yüzde 50 veya daha fazla eksik gösteriyor.
Hükümetlerin raporladığı veriye göre, kömür madenlerinden kaynaklanan metan emisyonları Hindistan’ın 2021’deki toplam karbondioksit emisyonuna eşit.
Bağımsız çalışmalardaki veriler dikkate alındığında ise kömür madenlerinin neden olduğu metan emisyonları ABD’nin toplam yıllık karbon emisyonlarına benzer bir ısınma etkisine sahip.
Bu veriler ışığında, kömür madenlerinin yol açtığı metan emisyonlarının bir ülke olması halinde, dünyanın en büyük üçüncü emisyona yol açan ülke olacağı hesaplandı.
“SORUNUN BÜYÜKLÜĞÜ KONUSUNDA HİÇBİR FİKRİMİZ YOK”
Raporda hükümetlerin tüm kömür madenlerindeki metan emisyonlarının bağımsız uydu doğrulama yöntemleriyle direkt ölçülmesi ve raporlanmasını zorunlu tutması tavsiye edilirken, küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırmak için 2030’a kadar kömür madenlerinin neden olduğu metan emisyonlarının yüzde 75 azalması gerekiyor.
Ember’in metan analisti Sabina Assan, rapora ilişkin değerlendirmesinde, metanın iklim değişikliğini hızlandırdığını belirterek, “Bu sorunun büyüklüğü konusunda hiçbir fikrimiz yok. En düşük tahminlere göre, kömür madenleri kaynaklı metan emisyonlarının iklime etkisi Hindistan ile aynı, en üst seviye tahminlere göre ise ABD’den daha fazla” ifadelerini kullandı.
Kömür madenlerindeki ölçüm faaliyetlerine ilişkin endişeleri dile getiren Assan, “Birçok kömür madeninin ne kadar metan emisyonuna yol açtığını ölçmeden faaliyetine devam etmesi şok edici. Tahmin edilen ve gerçekteki metan emisyonları arasındaki bilgi açığını kapatmak, metan emisyonlarını azaltmanın ilk adımı ve bu da kısa vadede iklim değişikliğini yavaşlatmak için sahip olduğumuz en güçlü kaldıraç” diye konuştu.
Küresel metan emisyonlarını yüzde 30 azaltmak için halihazırda 150 ülkenin Küresel Metan Taahhüdü’nün imzacısı olmasına rağmen, sadece Avrupa Birliği ve Kanada’nın kömür madenlerinden kaynaklanan metan emisyonlarını düşürmek için aktif planları bulunuyor.