MMO’dan mücadele çağrısı

Mühendisler, çalışma ve yaşam koşullarındaki kötüleşmeye karşı mücadele etmek adına bir araya gelme çağrısı yaptı.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Mühendis Emeği Çalışmaları ve Araştırmaları Merkezi (MEÇAM) iş cinayetleri ve çocuk işçiliği gibi sorunlara dikkat çekerek meslektaşlarını dayanışmaya çağırdı.

MEÇAM, çocuk işçilerin ölümlerinin altını çizerek MESEM adı altında ağır işlerde çalıştırılan çocuk işçilere karşı mücadele çağrısı yaptı. Ayrıca, genç mühendis Okan Bayram’ın intiharı üzerinden gençlerin ve insanların karşılaştığı sorunlara dikkat çekiyor ve dayanışma, mücadele ve umudu büyütmeye çağrıda bulundu.

Kamuoyun ile paylaşılan basın bildirisi şöyle:

“Mühendisler Çalışma ve Yaşam Koşullarının İyileştirilmesi Mücadelesini Kazanacak

Ülkemizdeki siyasal ve ekonomik yapı, emek sömürüsünün yoğunlaştırılması üzerinde yükselmekte ve bu durumdan emeğiyle geçinen bütün toplumsal sınıf ve tabakalar gibi mühendisler de zarar görmektedir. Ancak bilinmelidir ki, mühendisler haklarını arama bilincine ve tecrübesine sahip bir meslek grubudur. Bizler MMO İstanbul Şubesi Mühendis Emeği Çalışmaları ve Araştırmaları Merkezi (MEÇAM) olarak mühendisleri ve emekçileri yakından ilgilendiren güncel konulara ilişkin düşünce ve önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmayı yararlı görüyoruz.

Son dönemde farklı işyerlerinden meslektaşlarımız “Ne yapmalıyız? Nasıl yapmalıyız?” sorularıyla arayış ve mücadele hazırlığı içindedir. Bu işyerlerinden birisi olan Ford Otosan’da çalışan çeşitli branşlardan meslektaşlarımız geçtiğimiz hafta bir açık mektup yayınlayarak işyerindeki diğer meslektaşlarını birlikte hareket etmeye çağırdı. Bu açıklama ve mücadele çağrısı bizim de çağrımızdır. Geçtiğimiz haftalarda da Alarko Carrier’da işten atılan meslektaşlarımızın hakları konusunda Oda Başkanımız Yunus Yener, şirket yönetimini çalışanların haklarına saygılı olmaya çağıran bir açıklama yapmıştı. Bu gelişmeler şubemizin önümüzdeki dönemde mühendis emeği alanındaki yol haritası için de ipuçları sunmaktadır.

Otosan’daki meslektaşlarımızın açıklamasının aşağıdaki bölümünü burada tekrar paylaşmakta yarar görüyoruz:

“Öncelikli olarak “hep beraber” hareket edebilmek için bulunduğumuz her ortamda bu konuyu konuşmalıyız, emeğimizin karşılığını almak için işverenimizle pazarlık yapma hakkımızı nasıl kullanacağımızı tartışmalıyız. Biz “işveren vekili” değil, düpedüz işçiyiz. Bu sebeple çıkarlarımızın işveren çıkarlarıyla çatışır hale geldiği koşullarda, haklarımızı savunabilmek için aynı saha çalışanı “sınıf arkadaşlarımızın” yaptığı gibi ortak hareket etmeye, bir arada mücadeleye çağırıyoruz.”

Ford Otosan’daki meslektaşlarımızın açıklamasında yer alan “Biz işveren vekili değil, düpedüz işçiyiz.” ifadesini doğrulayan üzücü bir gerçek de meslektaşlarımızın maruz kaldığı iş kazaları ve iş cinayetleridir.

İSİG Meclisi verilerine göre 2023 yılında en az 20 mühendis ve mimar iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir:

“İş cinayetlerinde 5 maden mühendisi, 4 makine mühendisi, 3 gemi makine mühendisi, 2 kimya mühendisi, 2 uçuş mühendisi, 1 harita mühendisi, 1 metalurji ve malzeme mühendisi, 1 su ürünleri yüksek mühendisi, 1 mimar ve 1 iş güvenliği uzmanı da hayatını kaybetti. Mühendislerin iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesi son yıllarda gittikçe artıyor. Özellikle genç mühendisler işyerlerinde alınmayan önlemler nedeniyle hayatını kaybediyor. Yaşanan iş cinayetleri sonrası asıl yargılanması gereken, asıl suçlu olan patronların yerine mühendislerin cezalandırılması ya da gözaltına alınması da rutin haline geldi. Ancak geçtiğimiz günlerde Cengiz İnşaata ait Siirt Eti Bakır madeninde hayatını kaybeden iki genç maden mühendisi, bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda asli kusurlu olarak suçlandı. Mühendislik eğitiminin içinin boşaltılması, yeterli donanıma sahip olmayan mühendislere büyük sorumluluklar yüklenmesi ve bir de ölümleri sonrası kusurlu bulunmaları günümüz gerçeği halini aldı Mühendislerin sloganı durumu özetliyor: “Çalışırken ölmek, patron yerine yargılanmak istemiyoruz.”

“ÇOCUK İŞÇİLİK HEPİMİZİN SORUNUDUR”

İş cinayetleri tüm emekçiler için yakıcı bir sorun olmaya devam etmektedir.

Son dönemdeki iş cinayetleri içinde önemli bir konu da MESEM adı altında ağır işlerde çalıştırılan çocuk işçilerin ölümüdür. “Çocuk işçilik” hepimizin sorunudur.

Kamuoyunun bazı kesimlerinde sanıldığı gibi sadece “bilinçsiz ve problemli ailelerin” sorunu değildir.

Ülkede çocuk işçilik varsa bunun temel nedeni sömürüdür, yoksulluktur, gelir eşitsizliğidir, sosyal güvenliğin zayıflığıdır. Son yıllarda çocuk işçiliğine bir de MESEM kılıfı giydirilerek yoksul ailelerin gençleri lise eğitimi görünümü altında fiilen çocuk işçi olarak çalıştırılmaktadır.

Son birkaç ayda ölümleri kamuoyuna yansıyan 14 yaşındaki Arda Tonbul, 17 yaşındaki Ömer Çakar, 15 yaşındaki Ömer Girgin gibi onlarca genç, kaybettiğimiz kardeşlerimizdir.

Siyasi iktidar, halkımızın en yoksul kesimlerine “çocuklarınıza hem lise diploması vereceğiz, hem meslek kazandıracağız, hem de asgari ücretin 1/3’ü kadar ücret vereceğiz” propagandasıyla yoksulluğu sömürerek sermayeye ucuz emek gücü sağlamaktadır.

Mühendisler olarak bizler emekçi halkımızın yanında, sömürünün karşısındayız. MESEM sisteminin değişmesi için diğer işçiler, kamu çalışanları, hekimler ve diğer halk kesimleriyle birlikte mücadele edeceğiz.

“GENÇLERİMİZİN UMUDUNU BÜYÜTMEK ZORUNDAYIZ”

Geçtiğimiz günlerde İTÜ Uzay Mühendisliği eski öğrencisi Okan Bayram isimli genç arkadaşımızın İTÜ yerleşkesinde intiharıyla sarsıldık.

Gençlerimiz, insanlarımız ülkedeki, üniversitedeki veya işyerlerindeki birçok sorunun kendilerine yansımasıyla hayatlarına son verebilmektedir. Gençlerimizi ve geleceğe dair umutlarımızı kaybetmemek için dayanışmayı, mücadeleyi ve umudu büyütmek zorundayız.

Ülkemizde yaşanan sorunlar özellikle genç meslektaşlarımızı Türkiye’den göç etmeye zorluyor.

Farklı ülkeleri görmek, daha iyi şartlarda çalışıp yaşayacağını düşündüğü yerde hayatını sürdürmek her insanın hakkıdır. Ancak bizler, insanları baskılar, umutsuzluk, yoksulluk, işsizlik vb. nedeniyle ülkelerinden kaçmaya yönelten şartları değiştirmek için mücadele edeceğiz.

Ülkemizi de herkesin yetiştiği kültürde, yakınlarıyla birlikte, umutlu, özgür, eşit şekilde yaşayabileceği “gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan” bir ülke haline getirmeye çalışacağız.

TMMOB’nin tercihini net bir şekilde emekçi halktan yana yaptığı 1973’ten bugüne tam 50 yıl geçti. 1973-1980 yılları arasında TMMOB Başkanlığını yürüten Teoman ÖZTÜRK’ün 24 Mayıs 1980 tarihindeki TMMOB 24. Genel Kurulu’ndaki konuşmasında dediği gibi;

“…Yüreğimizdeki insan sevgisini ve yurtseverliği; baskı, zulüm ve engelleme yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde; bilimi ve tekniği emperyalizmin ve sömürgenlerin değil, halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız…”

MMO İstanbul Şubesi ve şube bünyesinde oluşturulan Mühendis Emeği Çalışmaları ve Araştırmaları Merkezi olarak üyelerimizi, meslektaşlarımızı, gençlerimizi ve tüm emekçileri birbirimize omuz vermeye, dayanışmaya ve mücadeleye davet ediyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir