TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki ihlal kararına uyulmamasıyla başlayan yargıdaki kriz, Cumhur İttifakı’ndan gelen çıkışlarla katlandı. Hem AKP hem de MHP’nin AYM’yi hedef alan açıklamaları, AYM kararlarının bağlayıcılığını düzenleyen anayasa maddesinin de uygulanmamasına zemin hazırladı. İstanbul’da iş mahkemesi; bir dosyada, AYM’nin “özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği” kararını “ciddiye almadı.”
Mahkeme, ihlali ortadan kaldırmak üzere işlemlere başlamakla yükümlüyken, “AYM kararına uyulup uyulmama konusunun duruşmada dikkate alınmasına” hükmetti. Hukukçular, “AYM, bir ülkenin hukuki açıdan en yüksek makamıdır. AYM; bağlayıcılığını yitirmez, yitirmemeli. Yurttaşların hukuk güvenliği bitti” tepkisini gösterdi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi; AYM’nin TİP’li Atalay hakkında verdiği iki ihlal kararına da uymadı. Yargıdaki bu kriz, iktidar kanadından gelen açıklamalarla alevlendi. MHP kanadından AYM’yi hedef alan açıklamalar gelirken, AKP de tartışmada “hakem” rolü üstlense de Yargıtay’ın kararını savundu. İktidar kanadının ve Yargıtay’ın, AYM kararlarını tartışmaya açmasına hukukçulardan “Tüm mahkemeler, bir üst mahkemenin kararını tanımamaya başlar” uyarısı gelse de kriz aşılmadı. Hukukçuların uyarısı ise gerçeğe dönüşmeye başladı.
ZORUNLULUK ‘TERCİH’ OLDU
AYM, Eylül 2023’te, bir kısmı belediyeler bünyesinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında iş gören özel şirketlerde, bazıları belediyelere ait şirketlerde, bazıları da kamu gücü ayrıcalığını haiz idarelerde işçi statüsünde çalışan ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından işten atılan ancak işe dönüş davaları reddedilen bir grup kişinin başvurusunda, “özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine” hükmetti. Benzer dosyalarda olduğu gibi AYM, “kararın bir örneğinin, özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemelere gönderilmesine” karar verdi. Bunun üzerine dosya, yerel mahkemelere iletildi. Anayasanın 153. maddesine göre kesin nitelikte olan AYM kararları herkesi bağlıyor. Ancak dosyanın geri gönderildiği mahkemelerden olan İstanbul’daki bir iş mahkemesi, derhal uygulaması gereken karar için harekete geçmedi. AYM’nin ihlal kararının ulaştığı mahkeme, 17 Ocak’ta, “AYM kararına uyulup uyulmama konusunun duruşmada dikkate alınmasına” hükmetti. Duruşmayı ise 26 Mart’a bıraktı.
“TARTIŞMAYA AÇILAMAZ”
Hukukçu Yiğit Gökçehan Koçoğlu, “AYM, bir ülkenin hukuki açıdan en yüksek makamıdır. Anayasaya uygunluğu denetleyen, kesinleşmiş kararlarda bireysel hak ve özgürlük ihlallerini denetleyen kurumdur. İktidar ve Yargıtay’ın AYM kararlarını tartışmaya açması kabul edilemez” dedi. “Karar hoşumuza gitmese de ‘Ben buna uymuyorum’ demek mümkün değil. Yarın öbür gün Yargıtay yanlış bir karar verdiği zaman mahkemeler ve kişiler buna uymazsa hukuk güvenilirliği nasıl sağlanacak?” ifadelerini kullanan Koçoğlu, “Şu an bu konunun tartışılması bile abes. İnanın, modern hukuk düzenlerinin hiçbirinde bu tartışma yapılmaz. AYM; bağlayıcılığını yitirmez, yitirmemeli. O zaman anayasa da kurallara bakılmaksızın değişir, anayasaya aykırı mevzuat düzenlemeleri de yapılır. AYM, bugün bu kararları kabul etmeyenlerin lehine karar verdiğinde iyiydi de şimdi mi kötü oldu? Açık hükümlere karşın anayasa uygulanmamaktadır. Bu da Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 142 ülke içinde neden 117. sırada olduğumuzu bize anlatmaktadır. Biz hukukçular, AYM karar verdiğinde ‘Acaba uygulanacak mı?’ düşüncesine giriyorsak, bir yerlerde ciddi bir sorun var demek” diye konuştu.
“FİİLİ ANAYASASIZLIK”
Hukukçu Doğan Erkan ise “Tam olarak bunu söylemek istedik. Yargıtay’ın bir tane ceza dairesinde hakim cübbesi giymiş 5 kişi, yerel mahkemelerin anayasayı askıya almasının, AYM’yi bypass etmenin fiili yolunu açtı” dedi. Fiili anayasasızlık halinin olduğunu söyleyen Erkan, “Hukuki belirlilik bitti, hukuki öngörülebilirlik bitti, yurttaşların hukuk güvenliği bitti. HSK, bu halin bir görev suçu olduğunu görüp derhal disiplinel yaptırım uygulamaz ise bu hukuksuzluğun hukuksallaşması halinin altında herkes kalır” ifadelerini kullandı.